4 Ekim 2008

Ağlamak, yağmur, orman..

Ağlayan birisi herzaman için merak uyandırır insanda. 'acaba niye ağlıyor??' sorusu istemsiz bir şekilde belirir dimağlarda. Hatta kimi insanı üçgen kaş moduna geçirmeye bile yeter bir iki damla gözyaşı :) Bütün bunlardan sebep, eğer çevrede başka insanların olduğu bir yerde ağlıyorsanız geçerli bir sebebiniz olsa iyi olur (benim kimi zaman olmuyo da) zira 'ne oldu, niye ağlıyorsun?' sorularına 'hiiç, yok bişey..hüü' şeklinde bir cevap vermeniz hiç de tatmin edici olmuyo çünkü tatmin edici cevabı alana kadar sizi bırakmıyorlar.

Biraz da bu yüzdendirki hep gıpta etmişimdir ağlayıp ağlayıp da hiç ağlamamış göz ve yüz görüntüsüne sahip olanlara zira sinek değse izi kalabilecek hassasiyette bir yüze sahip olduğumdan iki damlacık gözyaşı bile döksem (ki bu hiçbir zaman iki damlayla sınırlı kalmaz, vur deyince öldürürüm ben) kıpkırmızı gözlere eklenmiş kıpkırmızı burnum 'biraz önce ağlıyordu' diye beni gösterir adeta. Tahmin edersinizki beni gören insanların aklından ilk paragraftaki soru geçmiştir bile.

Yine de ağlamak güzeldir ya :) Yağmurlu bir hava gibi..Yağmur rahmettir ve yağmurun yeryüzünü temizleyişi gibi gönülleri temizler gözyaşı da, kirini pasını alır, ferahlık verir.

Yağmurun seyri de güzeldir, sesi de, yağmur sonrası içine çekilesi ıslak koku da ve bambaşkadır bunun verdiği huzur ve bu huzurun verdiği keyif.

Ahh aysegul bu kadar lafın üzerine şimdi almalıydı sıcacık bi fincan çay şööyle ormana karşı izlemeliydi yağmuru camekanlı sıcacık bir kafede :) Artık bize huzur gerek kanımca..

P.s: Bak bu yazımın üzerine bugün ormana doğru ve izmitin ışıklarını seyrederek çay içişimiz süper oldu ya, bi yağmurumuz eksikti :) yine bi telapati olayına girmişiz yani :)

1 yorum:

dr.a.a dedi ki...

kardeş güya balık burcusun ama ben hiç alışkın değilim senin ağlamana.gerçi benim çevremdeki balık burcu olanların hiçbiri duygusal değil.ya da onlar da senin gibi duygulanınca gözyaşında boğulmaktan korkup kendilerini sınırlıyorlar.
biri ağlayınca ben dayanamıyorum ya hemen içim kendini ağlama moduna sokuyo..ağlayan kişinin yanından ayrılınca unutuyorum o duygu yoğunluğundan geçtiğimi sonra şaşırıyorum abuk bir şey sonrası "hüü" olayını yaşayınca.ben işte..
ağlamak güzel birşey (hele böyle içinin dolup kabardığında hiçbir şey yapamayacak kadar çaresiz hissettiğinde otobüs camından dışarı bakarken çevreye çaktımamaya çalışarak sessiz sessiz ağlamak ne kadar rahatlatıyor insanı )ama her güzel şey gibi azı karar çoğu zarar :)
ayy dün çay içerkenki köpecik ne tatlı bakıyordu dimi :) bir köpeği muffin yiyebileceği hiç aklıma gelmezdi ya.demekki gerçekten açlar köpecikler(bu herşeyde dram moduna girmek de annemin genlerinden)
gelecek nöbetimizde de gerçekten sıcak çaylarla orman ve izmit ışıklarına karşı muhabbet edebiliriz inşallah..