kardeşciğim..aynı evde kalırken blog yazıyoduk da şimdi uzaklarda kalırken yazamaz olduk..ne çok oyalıyor bu iş hayatı insanı..sabahtan akşama fiilen akşamdan sabaha zihnen..elhamdulillah..
düşünüyorum 40 km çok mu uzak?bazen aylar geçiyor beraber bi şekersiz açık çay bi şekersiz kahve içemiyoruz onları muhabbetle tatlandıramıyoruz ya uzak demek ki..istanbul olduğu için uzak oluyor belki de..arkadaşın dediği bazen geliyor aklıma"iskinin sularına antidepresan katmak lazım" :) bazen evet ama şöyle köprüden geçerken denize bakınca, hisarı görünce hele de vapura binince unutuluyor bütün sıkıntısı istanbul'un da Necip Fazıl gibi "canım istanbul" diyesi geliyor insanın :) bir de sana durduk yere gülümseyen bebekleri görünce "Allahım ne güzel şeyler yaratıyorsun" demek geliyor sonra başka şeyler de demek geliyor da onlar gizli :)
see u soon